8. Sınıf Türkçe 1. Dönem 2. Yazılı Soruları ( 4 )

Kahramanlık ne yalnız bir yükseliş demektir
Ne de yıldızlar gibi parlayıp sönmektir.
Ölmezliği düşünmek boşuna bir emektir;
Kahramanlık, saldırıp bir daha dönmemektir.
(Nihal ATSIZ)

Bu şiirde şairin vermek istediği tema aşağıdakilerden hangisidir?

Fatıma 1.70 boylarında, ela gözlü, zarif bir kadındı. Kaşları ve gözleri kalemle çizilmiş gibiydi. Yüzünde tatlı bir ahenk vardı. Gözlerinden bunu fark etmişti Paolo. Hâli; pencerenin önüne konmuş, uçuvermeye hazır ürkek bir kuşu anımsatıyordu. Pencere kenarında derin düşüncelere dalmış gibiydi.

Bu parçanın anlatımında aşağıdaki anlatım biçimlerinden hangisi ağır basmaktadır?

Sağlık, insan varlığının tüm planlarındaki uyum ve denge hâlidir. Uyum ve dengede bozulma olduysa hastalık durumundan bahsedebiliriz. Aslında hastalık, kişinin bilincinde bir şeylerin yolunda gitmediğini ve uyumun bozulduğunu işaret eden bir durumdur.Bu nedenle hastalık belirtilerini görünmez kılmakla iyileşme sağlanamaz, sadece bir süre için rahatlama sağlanabilir. Hastalık belirtileri; dikkati, ilgiyi kendine çeken uyaranlardır; sembolik bir dil gibidir. Dahlke’nin de ifade ettiği gibi ‘’Hastalık, iyileşmeye giden yoldur.” Sağlığa doğru yol almak için bu belirtilerin dilini ve işaret ettikleri yolu anlamak gereklidir.

Bu metinle ilgili aşağıdakilerden hangisi söylenemez?

Train toBusan filminde yaşananlardan dört yıl sonrasında geçen devam halkası Peninsula, zombilerle dolu bir dünyada sıkışıp kalan bir grup insanın yaşamına odaklanıyor. Zombilerin istilası sonrasında Kore Yarımadası harap hâldedir. Buradan kurtulmayı başaran eski bir asker, istilanın merkezine geri dönmekle görevlendirilir. Yüklü miktardaki parayı istilanın merkezine götürmekle görevlendirilen asker, vakit kaybetmeden yola koyulur. Asker burada umulmadık bir şekilde enfekte olmadan hayatta kalmayı başaran insanlarla karşılaşır.

Yazarın bahsettiği filmin konusu aşağıdakilerden hangisidir?

Selim dede, hendek kazmada olsun, tarla sulamada olsun, gençlerden geri kalmazdı.

Altı çizili sözün bu cümleye kattığı anlam aşağıdakilerden hangisidir?

Biz duyarlı bir kalp taşıyorsak dokunaklı bir insan öyküsü karşısında her zaman aynı tepkileri veririz.

Bu cümle aşağıdakilerden hangisine bir örnek olabilir?

Büyük Erzincan depreminden sonra (1939) şehri, Fırat kenarından kaldırıp dağ eteğine yeniden kurdular. Bu kuruluşta deprem ihtimalinin yüksekliği göz önünde tutularak bahçe içinde tek katlı evlere yer verilmiştir. Sokaklar birbirini doksan derece kesiyor, kâğıt üzerinde şehir bir geometrik düzen kazanıyordu. Birkaç devlet dairesi taştan ve iki katlı inşa edilmiştir.

Bu parçada aşağıdakilerden hangisine değinilmemiştir?

(1) Gözler ve bakışlar iyi bir anlatıcıdır. (2) Yüzün kıvrımları ve dudaklar, hâlden anlayana çok şeyler söyler. (3) Siz bir insanın yüzüne baktığınızda onun aynasına vuran macerasını okur, mutluluğunu veya kederini resmedebilirsiniz. (4) İnsanların yüzünü güldüren bayramlara ne çok şey borçluyuz! (5) Onun hayallerini, içinde oynayıp duran dalgaları görebilirsiniz.

Yukarıda numaralanmış cümlelerden hangisi, parçanın düşünce akışını bozmaktadır?

Karanlık bir sonbahar gecesiydi. Yaşlı adam odasında bir aşağı bir yukarı dolaşıyordu. On beş yıl önce sonbaharda verdiği akşam yemeğini düşünüyordu. Pek çok kimse vardı yemekte, ilginç konuşmalar olmuştu.

Aşağıdaki yargılardan hangisi bu parça için söylenemez?