1. Anasayfa »
  2. 8. Sınıf Türkçe 2. Dönem 1. Yazılı Soruları

8. Sınıf Türkçe 2. Dönem 1. Yazılı Soruları ( 5 )

Tebrikler sınavı tamamladınız.

Size verilen %%TIME_ALLOWED%% saniye içerisinde, %%TIME_USED%% saniye kullanarak sınavı tamamladınız.

Toplam %%TOTAL%% soru üzerinden %%SCORE%% DOĞRU cevap ve %%WRONG_ANSWERS%% YANLIŞ cevabınız bulunmaktadır.

Hakkınızdaki düşüncemiz %%RATING%%
Yanıtlarınız aşağıdaki gibidir.
Soru 1
(I) Evliya Çelebi, 17. yüzyılın önde gelen önemli gezginlerindendir. (II) Kırk yılı aşkın süreyle Osmanlı topraklarını gezmiş ve gördüklerini Seyahatname adlı eserinde toplamıştır. (III) 25 Mart 1611'de İstanbul'un Unkapanı semtinde doğdu. (IV) Çelebi ailesi aslen Kütahyalı olup, fetihten sonra İstanbul'a yerleşmiştir.

Numaralanmış cümlelerin hangisi kanıtlanabilirlik açısından diğerlerinden farklıdır?

A
I
B
II
C
III
D
IV
Soru 2
İçinde yaşadığımız evren bir döngü içinde işleyen unsurlarla birlikte varlığını sürdürmektedir. (I) Her bir unsur kendi içinde kendi düzeni ile işler, çevre de bu unsurların başında gelir. (II) İnsan yaşadığı çevrenin düzenini bilmeli ve bu düzene uygun şekilde hareket etmelidir. (III) Ne yazık bu basit kurala biz insanlar çoğu zaman uymayı başaramıyoruz. (IV) İnsanların kendi yaşadığı doğaya verdiği her türlü zarar çevre kirliliğini oluşturur.

Bu metinde numaralanmış cümlelerin hangisi düşüncenin yönünü değiştiren bir sözcük almıştır?

A
I
B
II
C
III
D
IV
Soru 3
Aşağıdaki metinlerin hangisinde anlatıcı farklı kişi ağzından yapılmıştır?
A
Elinde valiz, tek tük sokakların arasından gelip geçen insanlara aldırış bile etmeden, at arabasının peşinden koştu. Anlaşılan sabrı iyice tükenmişti. “Arabacı!” diye mahallenin sessizliğini amansız bir feryatla yırttı.
B
Yağmurlu ve soğuk bir mart sabahında, kolunun altında giysi çıkını taşıyan bir çocuk hastanenin görevlisine bir yazı gösterip babasının yattığı yeri sordu. Görevli çocuğun haline acıyıp odayı gösterdi.
C
Tepelere dizilen güneş ortalığı iyice kızdırıyordu. Yolun büyük bir bölümü geride kalmıştı ama ilerledikçe bir tümseğin ardında başka bir tümsek çıkıyordu önlerine. Ne olursa olsun oraya varmayı kafaya koymuşlardı
D
Güvertede herkes çalışıyordu ancak ambarda su sürekli yükseliyordu. Geminin batacağı belliydi ve fırtınanın azıcık dinmeye başlamasına karşın bizi herhangi bir limana götürmesi imkânsız gibiydi.
Soru 4
Aynur, Bilge, Mert, Sare ve Zeliha farklı saatlerde oynanan A ve B gösterilerine katılmıştır. Bu kişilerin izledikleri tiyatro gösterileriyle ilgili şunlar bilinmektedir:

Herkes yalnızca bir adet tiyatro oyunu izlemiştir.

  • Üç kişi A oyunu izlemiştir.
  • Aynur ve Zeliha aynı tiyatro oyununu izlemiştir.
  • Bilge ve Mert’in izledikleri tiyatro oyunları birbirinden farklıdır.
Bu bilgilere göre aşağıdakilerin hangisi kesinlikle B oyunu izlemiştir?
A
Aynur
B
Sare
C
Bilge
D
Mert
Soru 5
Aşağıdaki cümlelerin hangisi anlam ilişkisi yönüyle diğerlerinden farklıdır?
A
Bu yaz iyi bir tatil yapmak için şimdiden para biriktirmeye başladım
B
Güzel fotoğraf çekebilmek için yaklaşık iki saattir ormanda yürüyoruz.
C
Saatin geç olduğunu fark etmediği için son otobüsü de kaçırmış oldu.
D
Şirketin satışlarını arttırmak için yetkililer ay sonunda indirim yapacakmış.
Soru 6
Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş, sonra da bunu adet edinmiş, her gün danayı kucağına alıp taşırmış; sonunda buna o kadar alışmış ki dana büyüyüp koskoca öküz olduğu zaman, onu yine kucağında taşıyabilmiş. Bu hikâyeyi kim uydurduysa, alışkanlığın ne büyük bir güç olduğunu çok iyi anlatmış olacak. Gerçekten alışkanlık pek yaman bir hocadır ve hiç şakası yoktur. Yavaş yavaş, sinsi sinsi içimize ilk adımını atar; başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür ama zamanla, oraya yerleşip kökleşti mi öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki kendisine, gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez…

Bence en büyük kötülüklerimiz, küçük yaşımızda belirmeye başlar ve asıl eğitimimiz bizi emzirip büyütenlerin elindedir. Çocuk bir tavuğun boynunu sıkar, kediyi, köpeği oyuncak edip yara bere içinde bırakır; anası da ona bakıp eğlenir. Kimi baba da, oğlunun savunmasız bir köylüyü, bir uşağı öldüresiye dövdüğünü, bir arkadaşını kurnazca ve alçakça aldattığını gördüğü zaman, bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. Oysa bunlar zalimliğin, zorbalığın, dönekliğin asıl tohumları, kökleridir; çocukta filizlenirler, sonra alışkanlığın kucağında, alabildiğine büyüyüp gelişirler.

6, 7, 8, 9 ve 10 .soruları metne göre cevaplayınız.

Metinde yazar alışkanlığı neye benzetmiştir?
A
Savunmasız bir köylüye
B
Pek yaman bir hocaya benzetmiştir.
C
Sinsi bir hocaya
D
Dönekliğin asıl tohumlarına
Soru 7
Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş, sonra da bunu adet edinmiş, her gün danayı kucağına alıp taşırmış; sonunda buna o kadar alışmış ki dana büyüyüp koskoca öküz olduğu zaman, onu yine kucağında taşıyabilmiş. Bu hikâyeyi kim uydurduysa, alışkanlığın ne büyük bir güç olduğunu çok iyi anlatmış olacak. Gerçekten alışkanlık pek yaman bir hocadır ve hiç şakası yoktur. Yavaş yavaş, sinsi sinsi içimize ilk adımını atar; başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür ama zamanla, oraya yerleşip kökleşti mi öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki kendisine, gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez…

Bence en büyük kötülüklerimiz, küçük yaşımızda belirmeye başlar ve asıl eğitimimiz bizi emzirip büyütenlerin elindedir. Çocuk bir tavuğun boynunu sıkar, kediyi, köpeği oyuncak edip yara bere içinde bırakır; anası da ona bakıp eğlenir. Kimi baba da, oğlunun savunmasız bir köylüyü, bir uşağı öldüresiye dövdüğünü, bir arkadaşını kurnazca ve alçakça aldattığını gördüğü zaman, bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. Oysa bunlar zalimliğin, zorbalığın, dönekliğin asıl tohumları, kökleridir; çocukta filizlenirler, sonra alışkanlığın kucağında, alabildiğine büyüyüp gelişirler.

Metne göre en büyük kötülükler ne zaman başlar?
A
Küçük yaşlarda belirmeye başlar.
B
Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevdiğinde
C
Çocuk bir tavuğun boynunu sıktığında
D
Zalim olduğumuzda
Soru 8
Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş, sonra da bunu adet edinmiş, her gün danayı kucağına alıp taşırmış; sonunda buna o kadar alışmış ki dana büyüyüp koskoca öküz olduğu zaman, onu yine kucağında taşıyabilmiş. Bu hikâyeyi kim uydurduysa, alışkanlığın ne büyük bir güç olduğunu çok iyi anlatmış olacak. Gerçekten alışkanlık pek yaman bir hocadır ve hiç şakası yoktur. Yavaş yavaş, sinsi sinsi içimize ilk adımını atar; başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür ama zamanla, oraya yerleşip kökleşti mi öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki kendisine, gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez…

Bence en büyük kötülüklerimiz, küçük yaşımızda belirmeye başlar ve asıl eğitimimiz bizi emzirip büyütenlerin elindedir. Çocuk bir tavuğun boynunu sıkar, kediyi, köpeği oyuncak edip yara bere içinde bırakır; anası da ona bakıp eğlenir. Kimi baba da, oğlunun savunmasız bir köylüyü, bir uşağı öldüresiye dövdüğünü, bir arkadaşını kurnazca ve alçakça aldattığını gördüğü zaman, bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. Oysa bunlar zalimliğin, zorbalığın, dönekliğin asıl tohumları, kökleridir; çocukta filizlenirler, sonra alışkanlığın kucağında, alabildiğine büyüyüp gelişirler.

Metindeki altı çizili söz hangi söz sanatına aittir?
A
Tezat
B
Kişileştirme
C
Konuşturma
D
Benzetme
Soru 9
Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş, sonra da bunu adet edinmiş, her gün danayı kucağına alıp taşırmış; sonunda buna o kadar alışmış ki dana büyüyüp koskoca öküz olduğu zaman, onu yine kucağında taşıyabilmiş. Bu hikâyeyi kim uydurduysa, alışkanlığın ne büyük bir güç olduğunu çok iyi anlatmış olacak. Gerçekten alışkanlık pek yaman bir hocadır ve hiç şakası yoktur. Yavaş yavaş, sinsi sinsi içimize ilk adımını atar; başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür ama zamanla, oraya yerleşip kökleşti mi öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki kendisine, gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez…

Bence en büyük kötülüklerimiz, küçük yaşımızda belirmeye başlar ve asıl eğitimimiz bizi emzirip büyütenlerin elindedir. Çocuk bir tavuğun boynunu sıkar, kediyi, köpeği oyuncak edip yara bere içinde bırakır; anası da ona bakıp eğlenir. Kimi baba da, oğlunun savunmasız bir köylüyü, bir uşağı öldüresiye dövdüğünü, bir arkadaşını kurnazca ve alçakça aldattığını gördüğü zaman, bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. Oysa bunlar zalimliğin, zorbalığın, dönekliğin asıl tohumları, kökleridir; çocukta filizlenirler, sonra alışkanlığın kucağında, alabildiğine büyüyüp gelişirler.

Metne uygun bir başlık aşağıdakilerden hangisidir ?
A
Kötülükler
B
Zalimlik
C
Alışkanlık
D
Büyümek ve gelişmek
Soru 10
Bir köylü kadın, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmiş, sonra da bunu adet edinmiş, her gün danayı kucağına alıp taşırmış; sonunda buna o kadar alışmış ki dana büyüyüp koskoca öküz olduğu zaman, onu yine kucağında taşıyabilmiş. Bu hikâyeyi kim uydurduysa, alışkanlığın ne büyük bir güç olduğunu çok iyi anlatmış olacak. Gerçekten alışkanlık pek yaman bir hocadır ve hiç şakası yoktur. Yavaş yavaş, sinsi sinsi içimize ilk adımını atar; başlangıçta kuzu gibi sevimli, alçak gönüllüdür ama zamanla, oraya yerleşip kökleşti mi öyle azılı, öyle amansız bir yüz takınır ki kendisine, gözlerimizi bile kaldırmaya izin vermez…

Bence en büyük kötülüklerimiz, küçük yaşımızda belirmeye başlar ve asıl eğitimimiz bizi emzirip büyütenlerin elindedir. Çocuk bir tavuğun boynunu sıkar, kediyi, köpeği oyuncak edip yara bere içinde bırakır; anası da ona bakıp eğlenir. Kimi baba da, oğlunun savunmasız bir köylüyü, bir uşağı öldüresiye dövdüğünü, bir arkadaşını kurnazca ve alçakça aldattığını gördüğü zaman, bunu yiğitlik belirtisi sayarak sevinir. Oysa bunlar zalimliğin, zorbalığın, dönekliğin asıl tohumları, kökleridir; çocukta filizlenirler, sonra alışkanlığın kucağında, alabildiğine büyüyüp gelişirler.

Yazarın zalimlik ve zorbalık diye tanımladığı şeylerden biri aşağıdakilerden hangisidir ?
A
Köylü kadının, bir danayı doğar doğmaz kucağına alıp sevmesi
B
Çocuğun bir tavuğun boynunu sıkması
C
Köylü kadının her gün danayı kucağına alıp taşıması
D
Annenin çocuğunu sevmesi
Soru 11
Bir kimsenin yaşadığı ya da tanık olduğu unutulmaz olayların kaleme alındığı yazılara _____ denir.

Boş bırakılan yere hangisi gelir ?

A
anı
B
makale
C
söyleşi
D
hikâye
Soru 12
Yazarın herhangi bir konuda kendi düşünceleri ______ türü sayesinde hayat bulur.

Boş bırakılan yere hangisi gelir ?

A
Söyleşi
B
Makale
C
Deneme
D
Hikâye
Soru 13
Kalem almak içi annemle kırtasiyeye gittik.

Yukarıdaki cümlede geçen isim-fiil aşağıdakilerden hangisidir ?

A
kalem
B
almak
C
için
D
gittik
Soru 14
  1. Sır tutamayan - Ağzında bakla ıslanmaz.
  2. Yalvarmak - Ağız eğmek
  3. Sürekli tekrarlamak - Ağzında gevelemek
  4. Çok beğenmek - Ağzının suyu akmak
Yukarıda verilen deyim eşleştirmelerinden hangisi yanlıştır?
A
1
B
2
C
3
D
4
Soru 15
  • Dünya üzerinde, denizin sesiyle ve ormanın yeşiliyle yüreğine huzur dolmayan kimse yoktur.
  • Başkalarını küçük gören insanlardan hoşlanmayız.
  • Öğrenciler adrese dayalı olarak yerleştirilecek.
Yukarıdaki cümleleri öznel ve nesnel olarak sırasıyla ayırdığımızda hangi seçenek doğru olur ?
A
Öznel - Öznel - Nesnel
B
Nesnel - Öznel - Nesnel
C
Öznel - Nesnel - Öznel
D
Nesnel - Nesnel - Öznel
Sınavı tamamlamak için butona tıklayınız, yanlışlarınız gösterilecektir. Sonuçları al.
15 tamamladınız.
Liste
Geri dön
Tamamlananlar işaretlendi.
12345
678910
1112131415
Son
Geri dön

DİĞER SINAVLAR

Bir Cevap Yaz

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir

Yorum Yapılmamış

Bu içeriğe henüz yorum yapılmamış, ilkler her zaman değerlidir haydi bir yorum bırak.